Metruktür zaman bazen göz teması
kurmadan geçer hayat zamanla örtüşen nice zandır sökün eden delik yüreklerden
kor misali ipe tutunur her kıvılcım ve içindeki ukdeyi yakar ruhundaki ateşle
ve debdebeli bir ölüm diler ilham perisinden gelecek her sözcük her imge ve
ilham usul usul diker söküklerini kalemin sahibesinin mısralarında tutuşan
saçlarına tutunan güneşi bazen alt eder karanlık ve…
Kara gecede yürüyen kara renkli
karıncanın ayağındaki hamleyi dahi görebilirken yüce Yaratan ve sayacı kırık
düşlerden medet ummaz Rabbine sevdalı Mümin asla da dinmez niyazı varsın olsun
imkânsız addedilsin ettiği her duası nasıl da geniştir haznesi Tanrının ne de
olsa hayat ve umut ve hayaller bahşedilmiş en kıymetli hazinedir varsın olsun
yorgun ruhunun tayfası şiirler ve takvası duyguların tarifsiz sökün eden bir
heyecanla ve umutla…
Bakaya kalan gecenin teşrifi ve de.
İhtiyatla saati kuran zemheride saklı
sevi çiçekleri.
Mizacı yaralı bazen kanayan bazen
solan günün nasıl da meşrebinden bir bir firar eder gün ışığı.
Günden geceye eren.
Geceyi rahmet bilen her Rabbine
sevdalı kulu kutsar Yaratan ve nice kuru çeşme nasıl da çağlar ansızın.
Yürek gibi yakamozu evrenin.
Yaşı gibi akışkan inancı bütün iken
özlemin.
Yasında kuruttuğu her sözcük ve mil
çektiği gözleri…
Bir kımıltı ise ansızın peyda olan…
Elbet adı umuda denk düşer
sözcüklerin kayrasında ıssızlığın yaşayan her fani nasıl ki tadacaktır ölümü
öncesine yığar hüznünü sonrası meçhul olsa bile kaderin tanıklığında kaderine
hürmet ettiği kadar tevekkül yüklenir ve baş koyduğu yoldan da dönmez geriye.
Saniyeler bazen asır gibi.
Şiirler bazen söylenmeyen sırlar
gibi.
Kalemi küpe yapar şair külliyesinde
yaşar ve sızan ruhundan cümleler adar aşka ve hayata.
Kulvarında tektir hayat.
Künyesinde saklı ismi ile de yaşar
her insan.
Gönlü geniş tutandır umut ve ferahlık
veren ve de o tufandan nasıl da uzaktır ne de olsa tuzağına düşmemiştir zalimin
ve iblisin.
Kanayan bir yaraya merhem iken bir
sure.
Sureti kati ölümü geri çevirmeyen ama
hayatı da layığıyla yaşayabilmenin dahi ötesinde sevgidir ikbali ruhların ve
meali hayatların ve Mihriban’ı bir şiir mizacı yetkin varsın olsun dolmuş olsun
miadı herhangi bir sözcüğün.
Kulp takar şair kalemine.
Kusursuzluğa şerh düşer ve
beğenmediği ne kadar şiir ve cümle ve hikâye varsa saniye dahi düşünmeden
yakar:
Kâh ihtirasla.
Kâh ikrarla.
Kâh kayda geçmeyen duyguları ile…
Kanar da şair için için.
Kanar hem de nasıl kanar insanlara.
Kayrasında bir yenilgi addedilen ve
kayıtsızlığında insanların, şair üşenmeden her gün yeni bir şiire ve nicesine
kayıt açar.
İhbar ettiği elbette duygularıdır
bazense kesmişken ümidini…
Olmaz mı hiç ansızın bir mucize hâsıl
olur ve tevafuk zincirine yeni halkalar eklenir.
Kimine göre şair, boynuna halka
geçirilmiş bir kölesidir kalemin.
İhya edilesi yüreği.
İmha etmek adına tüm zulmü ve
fakirliği ve dinmeyen yaşlarını mazlumun.
Yetimdir şair.
Yetinmeyi bilir.
Ama severken ve yazarken arz eder
sevgisini ve s/onsuzluğun coşkusunda ve kayrasında saplanır ansızın çamura.
Güleç yüzü kirlenmiştir alnı ise
asla.
Yüreği mimlenmiştir ama saf tuttuğu
kadar sevgide şair, idrak edilesi bir istikrarla kırpmadan gözünü yaşar sever
de.
Hazzın doruğudur yazılan her şiir.
Dona kalmış olsa ne ki doğan mehtaba
yüklenir bazen çünkü şair aynı zamanda bir yıldızdır da aralıksız göz kırpan.
Belki de şair, adi bir hırsızdır
çaldığı kalplerde kimi zaman yer bulur kimi zaman bulmasa da…
Asla vazgeçmez sevmekten.
Bazense çalınan şairin kalbidir.
Kanayan da.
Kandıran bir lanettir ki bazen yaşam
denen sihirli iksir ve işte şaibelere aldırış etmeden doyasıya yaşar
duygularını şair.
İklimler aslında birer sayaçtır yüreğinde
ise eser yokken kinden kibirden.
Elbet iltimas geçen kederini de
yüklenir ve kabullenir şair ve bir adım ötesi aydınlığa çıkar kederi söner
umuda yolculuk eder.
Ederi varsın olmasın sözcüklerin.
Varsın sayısız rampa uzansın önünde.
Mesafeler izafidir mutluluk da ama
coşkusu asla sonlanmaz şairin nüktedan bir yürekten dökülen nüktelerini buket
yapar sunar sevgisini beste yapar ve çalar akabinde kâinat orkestrası.
Huzurun adıdır çünkü yazmak ve sevmek
tutuşan her sözcük bir anlamda şairin çocuğudur ve çağlayan sözcüklerle yürür
ve koşar ve yaşar yeri gelir sessizliğe bürünür ve bu sefer kâinat onun adına
konuşur kollar da Tanrısı şairi, konduğu tepe noktada tepe taklak düşmüş olsa
bile illa ki düştüğü yerden kalkar ve devam eder yoluna alabildiğine umarsız
bir o kadar düşse de açmaza ne de olsa okuyandır Rabbi açtığı kalbini tüm
samimiyeti ve inancıyla…