Mesafelerin Metafiziği  Aydın Uzkan

Uzaklığın dijital dönüşümündeyiz. Mesafelere rağmen yakınlaşan bir toplumun inşasına şahit oluyoruz. Uzaklarda yaşanan yakınlıklarla ayakta kalıyoruz. Ruhlar hipermetrop,  bedenler miyop. Sanallığın organikliğe zorlandığı ortak bir hafızada buluşup yol alıyoruz.

 

Uzaklığın içinde büyüyen yakınlıklar, yakınlığın içinde gizlenen mesafelerin gerisinde kalıyor. Mesafeyle ölçülmüyor uzaklık.  

 

Kopuş ya da kaynaşma ihtimali her mesafenin kaderi. Tahammülsüzlük,  beklentiler, empati eksikliği,  çatışmalar , anlaşılamama ve diğer sair sebepler,  mesafeleri daha bir çoğaltıyor. Uzaklığı sabırla eritemeyen insanoğlu, ümitsizlikle yakınlıkları tüketiyor. Diş boyundaki mesafeler,  diz boyuna  çıkıyor.

 

İnsan öyle bir canlıdır ki, kendisiyle bile arasına mesafeler koyabiliyor. Kendisinin bile ücrasında yaşayanlar sancıyarak uzaklaşıyor birbirinden. Mesafe, anında koskoca hendekler oluşturup, kilometrelerin  uzaklaştıramadığını, bir çakıl taşıyla kıtalar aştırıyor.

 

Uzaklığın son kullanma tarihi yok ama mesafelerin var. Mesafe deyince, elbette mânâyı öncelemek şart. Zira mesafe , kilometre ile değil taşıdığı içtenlikle orantılı. Kendisine  fiziksel bakanı  üzer . Umutsuzluğa sevk edip pes ettirir. İsmet Özel mesafeye dair eleştirisini  şöyle yapar ;‘’Keşke aramızdaki mesafeler sadece kilometrelerle ölçülebilen cinsten ibaret olsaydı’’


Hiç görmeyip görmeye körleştikleri  ile hep gördükleri arasında bir mihenk taşıdır mesafeler.  Bazen can alır, bazen can olur,  bazen can katar, bazen can verir.  Yokluğu yaşamak için ölmeye, varlığı  ölmek için yaşamaya davettir.


Göreceli bir kavramdır mesafe. Algısal bir uzaklıktır. Kimini bilinmeyen  coğrafyalara götürür, kimini diz çöktürüp kaldırır.  Kimine göre yetim bir çocuğun gözlerini kapattığında tuttuğu anne eli kadar kısa,  kimine göre anlaşılmayan insanın içindeki ipekyolu kadar uzundur. ‘’Uzak dediğin önce içinde birikir insanın...sonrası yalnızca yoldur ‘’diyor Murathan Mungan.

 

Altı harften değil altı boyuttan ibaret mesafe. Kısacık bir kelimenin upuzun aralığı.. Kalbi bir anlaşma ve uzlaşma fonksiyonu o. Ya da yan yana olup uzlaşmazlığın ve  anlaşamamanın, mekâna yansıttığı aldatıcı bir gölgesi. Uzaklığın  içtenlikle çarpımı ve vefasızlığa bölümü  ile gerçek değerini verir mesafe

 

Üşengeç , tembel , sevgi cimrisi ve cesaret özürlü insanların ortaya attıkları bir kelimedir mesafe. Söyledikleri,  dilinden öteye gitmeyen insanların arkasına saklandığı bir kalkandır. Bu öyle bir şeydir ki,  gözüyle bakana uzar, özüyle bakana kısalır. Gidersin gidersin bitmez. Tüm zamanları  uç uca eklesen yine varamazsın. Her şey daha  uzaklara sürüklenir.


Limana el sallayan gemi gibi, denizin ortasından  el sallamaktır mesafe. Bazen fersah fersah uzağındaki zirvelere , orda olduğu bilerek göz kapaklarının arkasından bakmaktır .


Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur’ sözünde ifade edilen iki insan arasındaki mesafenin uzunluğu değildir. Öyle mesafeler vardı ki bedenleri değil  ruhları ayrıştırır. Ruhları yan yana getirip bedenleri ayırır. ‘’Özlemek ne uzun bir mesafe’’  der  Cahit Zarifoğlu.

 

 ‘’En uzak mesafe ne Afrika'dır, ne Çin, ne Hindistan, ne seyyareler, ne yıldızlar geceleri ışıldayan. En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan ‘’ demiş Can Yücel‘’ İki rayı gibiyiz bir tren yolunun. ‘’Yakın olması neyi değiştirir son istasyonun ‘’ diyen Sunay Akın da bir adım daha gitmiş mesafenin  yolunda.

 

Aralarında metre bile olmayan yanyana şehirler vardır. Mesafesizliğe rağmen arkadan vuran ve kalleş. Aralarında kıtalar olan nice ülkeler vardır. Birbirine can ciğer kardeş.

 

Öyle mesafeler vardı ki , bir dirhem uzaklığa sonsuz dirhem yakınlık nakşedilmiştir. ‘’ Biz O’na şah damarından daha yakınız ‘’ ilahi buyruğunda bu nakışın ilk ve son ilmeği  atılmıştır. Bize düşen adımları düşlemek ve yola niyettir. Uzaklık mesafelerin işi !

( Mesafelerin Metafiziği Aydın Uzkan başlıklı yazı AYDIN UZKAN tarafından 17.01.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu