Acının Anatomisi

Yaşamın  en  temel gerçeklerinden biri  de acı. İnsan  sayısı kadar  çeşidi ve  yaşattığı  duygular  kadar  hacmi  var. Kimi zaman gerçekler acıdır ama acılar her zaman gerçektir.

Acılar kimine gizli kimine açık ama herkese hissesini pay eder.  Acısız  kimse yoktur. Acı biberin tarifi verilmez o yüzden. Yaşayan herkes  bilir onun tadını. Ruhtaki adresi muammadır acının ama insan  onunla olgunlaşır.

Kimine göre  yaşam kaynağı,  kimine göre yaşamın sonu. Bir o kadar sadık ve bir o kadar nankör bir haldir. Acılar  büyütür  bizi kucağında sallaya sallaya. Onlarla öğreniyoruz cümle kurmayı, konuşmayı, türkü söylemeyi.

Hayatın heykeltıraşıdır o. Konfüçyüs ‘’Elmas nasıl  yontulmadan  mükemmelleşemez ise , insan  da  acı  çekmeden  olgunlaşamaz ‘’ der.  Bir heykel misali vurulan her çekiç darbesidir insana acı veren .Oysa ki heykele vurulan her çekiç, onu daha da güzelleştirmek içindir. Önemli olan acıyla kurulan ilişkidir. Anlam, bu ilişkinin sonucudur.

Acı çok özel bir lisandır. Bize,  içimizdeki  doktor tarafından   hasta  yanımızı  iyileştirmek  adına  sunulan "acı" bir  ilaçtır. O ilaç ki , anlayışlarınızı çevreleyen kabuğun kırılışıdır. Olumlu sonuçlar doğuran değişimler için itici güçtür.

Acıların hepsi bir ders, hepsi bir tecrübe. Hayata daha sağlam ayak basmayı sağlıyor , ta ki o ayaklar tamamen acıdan nasırlaşıncaya kadar.

Bir meyvenin çekirdeğinin, Güneş'i görebilmek uğruna kabuğunu kırmak zorunda olması gibi , acıda insanlar için  elzemdir. Bu yüzden  acıyla tatmamış olmakta bir acıdır.  İsmet Özel’e göre  acılar ruhun fiyakasıdır.

Acı, bazen de hayatın anlamını kaybetme nedeniyle oluşan bir boşluk gibidir. Ona karşı en etkili panzehir , gerçekçi olmaktır. 

Dünya hayatını acılardan dezenfekte edilmiş  bir yaşam olarak algılayanlar en acı yanılgı  içinde olanlardır. Çünkü sızının girmediği yürek, acının girmediği ocak yoktur. Yaşayan  hiçbir  canlı   acıyla  tanışmadığını  iddia edemez.

Akif Manaf Acı Psikoloji isimli kitabında ‘’ İnsan kendini kaybettiğinde acıları bulur ve kendini bulduğunda acıları kaybeder. Her zevkin rahminde acı olduğu gibi her acının rahminde de zevk var. Zevke gebe olan acının ebesi ol , zevk doğacaktır, ’’ der.

Her acı, sinemadaki yer göstericiler gibi gideceğiniz yolu gösterir.  Bu yüzden acıları erdem bilip şikayetsiz kabullenenler  hedeflerine daha kolay varırlar. Acılar sararıp dökülen ve  ezilen  yapraklar  gibi, ardından gelecek yeni bir başlangıcın  ve  ilkbaharın  da habercisidir.

Acı, hem en zor duyudur hem de bizi hayatta tutar. Olgunluk denen en güzel hediyesini  bırakarak giderken,  yanmadan pişirir bizi. Bu  pişmişlik  hali,  hangi acı  gelirse gelsin  mutlu  kılar . Çünkü  bilinmiştir ki , bizim  acımızdan  daha  büyük  nice  acılar  vardır.

Acıların sonu yoktur diye düşünmekte  bir düşünce kıtlığıdır. Zevkler gibi acılarında sonu vardır. Acılar, siz onların  sonu olmadığını düşünürken ,  yaşadığınız hayat gibi ummadığınız bir anda son bulur. 

Acılar karşısında saçınızı başınızı  yolmanız , acıların   değil  saçlarınızın eksilmesine sebep olur . Acılarla yüzleşmemiz gerekir çünkü aslında kaçtığımız şey acı değil, bize acıyı getiren durum veya olaydır.

Acı insana varoluşsal acizliğini öğretir. Varoluşsal acizlik ise insan olmanın özüdür. Acılar o öze ulaşmaya vesiledir. Bundan ötürü hakikat ehli, kahrında hoş lütfunda hoş demiştir.

Herkesin acıları  aynı miktardaki  tuz gibidir . Acının  şiddeti, neyin  içine  konulduğuna  bağlıdır. Bu yüzden bardak  olmayı bırakıp, göl almaya çalışın. Acının dostu sabır ile tanışın ve göreceksiniz ki acımayacak .

.

.

.

.

( Acının Anatomisi başlıklı yazı AYDIN UZKAN tarafından 27.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu