Karanlık Bir Gece


Karanlık Bir Gece

 

Karanlık bir gece, ünlü dedektif Dedektif Derya, zengin bir iş adamının malikânesinde işlenen gizemli bir cinayeti çözmek üzere çağrılır. Kurban, kendi kütüphanesinde, elinde bir kitapla ölü bulunmuştur. Yerde ne bir kan izi vardır ne de boğuşmaya dair bir iz.

-Her şey silinmiş olabilir.

Dedektif Derya: “Bu cinayetin sırrını çözeceğim. Kurbanın elindeki kitap ne olabilir?” Komiser Kaya: “Dedektifim, bu bir aşk romanı. Belki de bir ipucu olabilir.”

-Komiserim ne alakası olabilir ki aşk romanıyla? Aşkla öldürdüğünü mü ispat ediyor yani?

-Hayır, arasında bir not olabilir belki.

-Pardon komiserim pardon haklısınız.

Derya, kitabın sayfalarını karıştırırken, bir not kâğıdı bulur. Not kâğıdında şu yazmaktadır: “Gece yarısı, gizli odada buluşalım.”

 

Dedektif Derya:

-Gizli oda mı? Bu malikânede gizli bir oda olmalı.

 

Derya ve Kaya, malikâneyi araştırırken, kitaplığın arkasında gizli bir geçit keşfederler. Gizli odada, kurbanın ortağı olan ve miras için cinayeti işlediği ortaya çıkan zanlıyı bulmak için gezerler.

Dedektif Derya, malikânenin gizli odasında, duvarlardan birinde eski bir saat bulur. Saatin arkasında, kurbanın el yazısıyla yazılmış gizemli bir mesaj keşfeder:

Dedektif Derya: 

-Bu mesaj ne anlama geliyor? Zaman geri alınamaz ama sırlar sonsuza dek saklanabilir.

Derya, saatin mekanizmasını incelediğinde, saatin aslında bir kasa olduğunu ve içinde kurbanın günlüğünü bulur. Günlükte, kurbanın yıllar önce işlediği bir suç ve bunun için şantaj edildiği yazmaktadır.

Dedektif Derya: 

-Demek ki kurban aslında şantajcının kurbanıymış. Peki, ama şantajcı kim?

Derya’nın dikkatli gözleri, günlükteki bir fotoğrafı fark eder. Fotoğrafta, kurbanın yanında, malikânenin bahçıvanı olarak tanınan ama aslında şantajcı olan bir adam vardır.

Dedektif Derya: 

-İşte gerçek katil! Bahçıvan, şantajcı?

-Çok kolay olmadı mı bulunması? Belki katil onun cinayeti işlemiş olduğunu bize anlatırken kendisi şimdi elini kolunu sallayarak geziyordur.

Bahçıvanın yüzünde şaşkınlık ifadesi belirirken bu olayda hiçbir suçunun olmadığını ifade eder. Lakin inandıramaz ve sonunda itiraf eder.

 

Bahçıvan, aslında malikânenin eski sahibinin oğlu olan ve yıllar önce ailesinin servetini kaybetmiş gizemli bir adamdır. Gerçek adı Emirhan olup, babasının ölümünden sonra tüm mirası amcasına kaptırmış ve intikam almak için yıllarca plan yapmıştır.

Dedektif Derya: 

-Emirhan, sen yıllardır bu malikânede bahçıvan gibi çalışarak gerçek kimliğini gizlemişsin. Peki, ama neden?

Bahçıvan Emirhan: 

-Bu malikâne benim doğduğum yer. Amcam bizi haksız yere sürdü ve babamın ölümüne sebep oldu. Ben de onun sırlarını öğrenip, her şeyi geri almak istedim.

Emirhan, kurbanın günlüğünü bulduğunda, onu şantaj yaparak malikâneyi geri almaya çalışmış. Ancak kurban, Emirhan’ın planını fark edip ona karşı gelince, Emirhan cinayeti işlemek zorunda kalmış.

Dedektif Derya: 

-Senin hikâyen trajik Emirhan, ama adalet herkes için geçerli.

Ve böylece Dedektif Derya, bahçıvanın sadece bir bahçıvan olmadığını ve aslında malikânenin gerçek varisi olduğunu ortaya çıkarmış olur.

Malikâne, 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş ve o zamandan beri şehrin en görkemli yapılarından biri olarak bilinir. Kurucusu, zengin bir tüccar olan Muzaffer Bey, malikâneyi ailesinin kalıcı bir mirası olarak tasarlamıştır. Ancak, Muzaffer Bey’in ani ölümünden sonra, amcasının eline geçen malikâne ve ailesinin serveti, karanlık sırlar ve ihanetlerle dolu bir geçmişe sahip olmuştur.

Dedektif Derya: 

-Bu malikâne, yıllar boyunca pek çok sırrı saklamış. Her taşı, her odası bir hikâye anlatıyor.

Malikânenin geçmişi, yasak aşklar, kaybolan miraslar ve gizli anlaşmalarla doludur. Muzaffer Bey’in ölümünden sonra, kardeşi Salih Bey malikâneyi ele geçirmiş ve Muzaffer Bey’in oğlu Emirhan’ı ve annesini sürmüştür.

Bahçıvan Emirhan: 

-Babamın ölümüyle her şey değişti. Amcam bizi sokağa attı ve malikâneyi kendi çıkarları için kullandı.

Emirhan’ın babasının ölümüyle ilgili gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkarken, malikânenin duvarları arasında saklanan sırlar da gün ışığına çıkmaya başlar.

Dedektif Derya: 

-Bu malikâne, sadece bir ev değil, aynı zamanda bir zaman kapsülü gibi. Geçmişin izlerini taşıyor.

Ve böylece Dedektif Derya, malikânenin tarihini keşfederken, aynı zamanda cinayetin ardındaki gerçek motivasyonu da ortaya çıkarmış olur.

Malikânenin inşası sırasında, Muzaffer Bey’in en büyük tutkusu olan gizli geçitler ve odalar eklenmiştir. Bu gizli yerler, ailenin değerli eşyalarını saklamak ve dönemin politik karmaşasından kaçmak için kullanılmıştır.

Dedektif Derya: 

-Muzaffer Bey, bu malikâneyi bir kale gibi inşa etmiş. Her köşesi, ailenin güvenliği için düşünülmüş.

Malikânenin bahçesinde, Muzaffer Bey’in sevdiği eşi için yaptırdığı gizemli bir dolambaç bulunur. Labirentin merkezinde, aileye özel anlamı olan bir çeşme yer alır ve bu çeşmenin altında da bir zaman kapsülü saklanmıştır.

Bahçıvan Emirhan: 

-Babam, bu labirenti annem için yaptırmış. Her taşında onların aşkının izleri var.

Labirentin keşfiyle birlikte, Dedektif Derya ve Komiser Kaya, Muzaffer Bey’in ölümüne dair yeni ipuçlarına ulaşırlar. Zaman kapsülünde bulunan mektuplar ve günlükler, Salih Bey’in ihanetini ve Muzaffer Bey’in ölümünün gerçek nedenini ortaya çıkarır.

Dedektif Derya: 

-Bu mektuplar her şeyi açıklıyor. Muzaffer Bey’in ölümü bir kaza değilmiş. Annenizi seven lakin babanızın daha çok sevmesiyle öldürülen, kaza süsü verilen yıllar öncesine dayanan bu olay da cinayetmiş, babanız işlemiş.

Malikânenin tarihi, aile içi ihanetler ve kaybolan miraslarla dolu olmasına rağmen, Dedektif Derya’nın çabalarıyla gerçekler gün yüzüne çıkar ve adalet yerini bulur

 

Malikânenin efsanesi, Muzaffer Bey’in gençliğinde keşfettiği ve ömrünün sonuna kadar koruduğu gizemli bir taşa dayanır. Bu taş, eski bir medeniyetin kalıntıları arasında bulunmuş ve üzerinde anlaşılmaz semboller kazınmıştır.

 

Dedektif Derya:

-Bu taşın efsanesi nedir? Muzaffer Bey neden bu kadar önem vermiş?

 

Efsaneye göre, taş, sahibine büyük güç ve servet vaat ederken, aynı zamanda büyük bir laneti de beraberinde getirir. Muzaffer Bey, taşı malikânenin en derinlerindeki gizli bir odada saklar ve sadece ailenin en güvendiği kişiler bu sırrı bilir.

 

Bahçıvan Emirhan:

-Babam, o taşı bulduktan sonra her şey değişti. Servetimiz arttı ama ailemiz parçalandı.

-Aslında taşta suç yok alelade bir taş, zengin olma her şeyi elde etme hırsı kalpleri taş gibi insan kendi eliyle yapınca, suçu taşta arar olmuş. Kalbinin taş gibi olmasından dolayı saklıyor olabilir.

 

Malikânenin efsanesi, yıllar boyunca yerel halk arasında fısıldanır ve malikâneye giren herkesin üzerine bir gölge düşürür. Kurbanın ölümüyle birlikte, efsane yeniden canlanır ve Dedektif Derya’nın soruşturması sırasında taşın değil insanın kendi laneti ortaya çıkar.

 

Mehmet Aluç


( Karanlık Bir Gece başlıklı yazı kul mehmet tarafından 18.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu