Geçmişin İzleri-5-


Geçmişin İzleri-5-


Kaan’ın Gözünden…

  Kaan, Elif’in resimlerine bakarken, içinde bir huzur buluyordu. Onun renkleri, gri iş dünyasının monotonluğunu kırıyordu. Elif’in dokunuşu, onun içindeki boşluğu dolduruyordu. Aylin ise onun hayatına yeni bir soluk getirmişti. Müziğiyle, Kaan’ın içindeki duyguları harekete geçiriyordu. Ancak Kaan’ın içinde bir çatışma vardı. Ailesinin beklentileri, iş dünyasındaki başarısı ve Aylin ile olan ilişkisi arasında sıkışıp kalmıştı. Elif ile olan aşkı, onun içindeki karmaşayı daha da artırıyordu.

 


  Elif, Kaan’ın gözlerine baktığında, içinde bir fırtına kopuyordu. Onun bakışları, tuvaldeki renkler kadar derindi. Birlikte resim yaparken, Kaan’ın elleri, onun tenini yakıyordu. Fırçayı tutarken bile, onun dokunuşunu hissediyordu. Kaan’ın gülümsemesi, içindeki tüm karanlığı aydınlatıyordu. Birlikte geçirdikleri her an, Elif için bir resimdi. Kaan’ın yanında, renkler daha canlıydı, gökyüzü daha maviydi ve dünya daha anlamlıydı.

 

Aylin’in Gözünden…

 

Aylin, Elif ve Kaan’ın arasında duruyordu. Onların aşkını izlemek, onun içindeki müziği daha da derinleştiriyordu. Aylin, kendi müziğini yapmak istiyordu ama içindeki boşluk, onu sıkıştırıyordu. Kaan’ın dokunuşu, onun içindeki notaları çalıyordu. Birlikte müzik yaparken, Aylin, onların arasındaki enerjiyi hissediyordu. Elif’in resimleri, onun melodilerini tamamlıyordu. Aylin için Elif ve Kaan, bir harmoni gibiydi. Onların yanında, notalar daha yumuşaktı, akorlar daha uyumlu ve dünya daha sesliydi.

 

Kaan kalbi iki aşk arasında bölünmüş bir genç ne yapması gerektiği konusunda kararsızdı. Sahip olduğu her anı, yaşadığı her duygu, sevdiği her gülümseme, aklını karıştırıyor ve kalbini sıkıştırıyordu. Bir yanda ilk aşkının sıcaklığı ve masumiyeti olan Elif, diğer yanda ise yeni bir aşkın tutkusu ve cazibesi olan Aylin vardı. İlk aşk, geçmişin güzel anılarıyla dolu; soğuk kış günlerinde içini ısıtan bir sıcak çikolata gibiydi. İkinci aşk ise, beklenmedik bir yaz yağmuru gibi heyecanlı sırılsıklam edendi. Kaan beklentileri arasında sıkışıp kalmıştı. Kalbindeki savaş, sadece kendisine aitti kimseden yardım alamazdı. İlk aşkının hatıraları, gün batımında yaptıkları yürüyüşler, beraber izledikleri filmler, birlikte geçirdikleri sessiz anlar... Bu anıları düşündükçe, kalbinin derinliklerinde bir sıcaklık hissediyor, ancak bu sıcaklık bazen yetersiz kalıyordu. İkinci aşkın ise cazibesi ve tutkusu, onu bambaşka dünyalara sürüklüyordu; öyle ki, zaman zaman ilk aşkının masumiyeti gölgede bırakıyordu.

 

  İki aşk arasındaki kararsızlık, iç dünyasında derin bir çatışmaya neden oluyordu. Bu çatışma, bazen o kadar şiddetleniyordu ki, genç kendi duygularıyla yüzleşmekten kaçınıyordu. Ancak bir karar anı gelip çattığında, tüm bu karışıklığın, tüm bu baskının ortasında, kendini bir yol ayrımında buldu. Karar verme zamanı gelmişti. Kendi içindeki sesi dinlemeye karar verdi.. Aklındaki sesler susmuş, kalbinin sesi daha yüksek çıkmaya başlamıştı. İlk aşkının sıcaklığı ve masumiyeti ile ikinci aşkının tutkusu ve cazibesi arasında bir köprü kurmaya çalıştı. Anladı ki, insanın kalbi büyüktü ve her türlü sevgiye yer vardı, ancak aşk bir seçim meselesiydi. Ve o seçimini, kendi mutluluğunu ve iç huzurunu birinci planda tutarak yapmalıydı. Sonunda, yüreğinin derinliklerindeki cevabı buldu genç. İki aşk arasındaki seçim, aslında kendi benliğiyle yaptığı bir yolculuğun sonucuydu. Eliften yana kararını verdiğinde, içinde büyük bir rahatlama hissetti. Her ne kadar karar vermek zor olsa da, kendi duygularıyla yüzleşmek ve dürüst bir şekilde hareket etmek, ona gerçek mutluluğun kapılarını açmıştı.

   Genç, yaşadığı deneyimlerden alnının akıyla çıktı. Kendi içsel çatışmaları, ona aşkın, sevginin ve kararların değerini öğretmişti. Kalbindeki sevgi, ne kadar karışık ve zorlu olursa olsun, her zaman en doğru yolu bulmanın anahtarıydı. Ve böylece, iki aşk arasında kalan genç, kendi iç huzurunu ve mutluluğunu buldu. Elif, Kaan ve Aylin arasındaki aşkın karmaşıklığı içinde, Kaan sonunda bir karar verdi. Gözleri Elif’e kaydı ve onun ellerini tuttu. “Elif,” dedi, “seninle olmak istiyorum. Seninle birlikte resim yapmak, renkleri paylaşmak ve hayatın her anını seninle yaşamak istiyorum.”

   Elif’in gözleri dolmuştu. “Kaan,” dedi, “ben de seninle olmak istiyorum. Seninle resimlerimi paylaşmak ve dünyanın en güzel resmini yapmak istiyorum, gözlerinin içinde kaybolmak istiyorum.”

   Aylin sessizce kenarda duruyordu. Onun içindeki boşluk, artık dolmuştu. “Elif, Kaan,” dedi, “siz ikiniz de benim için çok özelsiniz. Ben aranıza sonradan geldim, bundan sonra dost olarak kalalım. Ama benim yerim burası değil. Benim müziğim, yolum başka. Siz birlikte olun, ben de kendi yolumda ilerleyeyim.

   Elif, Kaan ve Aylin, birlikte mücadele ederek engelleri aşmayı başardılar. Elif, babasının baskısına rağmen resim yapmaya devam etti ve sonunda kendi sergisini açtı. Kaan, ailesinin beklentilerine karşı koyarak Aylin ile birlikte müzik yapmaya başladı. Aylin ise içindeki boşluğu doldurmak için kendi şarkılarını yazdı ve sahnede performans sergiledi.

 Elif, annesinin, baba bildiği adama ihanetini beyaz yalan katarak anlatmak istedi. Bir akşam, deniz kenarında, Aylin ve Kaan’ın da yanında olduğu bir sohbet sırasında sessizliği fırsat bilerek konuştu:

-Kaan, Aylin, benim için burada olman çok önemli. Siz, benim hayatımda gerçekten değerli insanlarsınız. Ama benim gerçek babamı tanımıyorsunuz. Annem, onunla ilgili hiçbir şey söylemedi. Ben de sadece annemin bana anlattığı kadarıyla biliyorum. Onun adı Mustafa. Annem, onunla genç yaşta tanışmış, âşık olmuş. Ancak ailesi, onunla evlenmesine izin vermemiş. Annem, beni doğurduktan sonra Mustafa’dan ayrılmış. Ve sonra Ahmet ile evlenmiş. Ahmet, benim baba bildiğim adam. Ama gerçek babam Mustafa. Onunla hiç tanışmadım, onunla hiçbir anım yok. İşte bu yüzden resimlerimde hep bir boşluk hissediyorum. Renklerim eksik, tuvallerim yarım kalıyor. Ama belki de bu yüzden resim yapıyorum. Belki de gerçek babamı, içimdeki bu boşluğu resimlerimle doldurarak arıyorum.

Mehmet Aluç
Devam edecek inşallah

( Geçmişin İzleri-5- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 17.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu