Adı olmayan bir ülke,
Künyesinde şiir yazan bir devlet
Aslında yorgunluk da baş şehri
Ömürlük gölgelerin ruhuna
Rahmet okunası
Bulutların dokunduğu tepelerde
Açmayı bekleyen üç beş çiçek.
Şimdi diri bir cümle diliyor Tanrı:
Dirilmeyi men ettiği cümleten
Onca dokunuş,
Güne meyleden gecenin seyirlik ömrü
Belki de kıblesi zamanın,
Adı ölüm ise
Yine fermanı kayıp bir hükümdar
Çalarken zaman
Acıları name name
Çaldırırken umutları.
Seyirlik künye:
İşte şiir adında ve
İşte şer bildiğinde bile hayır arayan
Dokunup dokunup
Yok olmasından ziyade
Varlığın kisvesi
Varlar da yoklar da var madem
Bu ülkede
Hadi, bölelim kıta kıta şiiri
Habis bir ur gibi,
Kınından çıkan imgeleri de öldürelim.
Şair dilinde olsa da bir eziyet;
Şiirden çıkan manayı delelim
Tam da ortasından.
Külliyen yalan/mış şiir ve kadın;
Külliyen izammış şair ve aşk
Derli toplu ölümler
Himayesinde madem kalemin;
Tanrısı da şeytanı da şiirin
Yine makberinde bekleyen cahil zümre
Sözüm ona şiirin her dizesine
Sirayet eden her cahil imgeyi
Şair çekerken cımbızıyla
Büyük bir itinayla.
Böldüğü heceleri de yutarken
Böcek misali büzülen
Yürekte gocunan aşkı da
Dökerken şerbet niyetine
Şiirin tam da üstüne.
Şehir de şiir de yalan;
Kalem de vebal de dünden razı;
Geride kalan hoş bir tahayyül,
Penceresinde şiirin
Münafık bir leke adeta
Gecenin karasına bandıkça ömrü
Günü bile uyutan imge imge.