Bilim, çoğunluğun düşünce ve fikirlerine karşı
çıkılan zamanla doğruluğu ispat edilen görüşlerin sahibi bilim insanlarının
çabaları sonucu gelişmeler kayderek gelişmiştir. Bu yolda nice acıların
yaşandığı bir doğa kanunu gibi süregelmiştir. Yaşanan bu acıların en
dayanılmazlarından bir de Bruno’nun yakılarak yaşamına son verilmesidir. Kendi
ölüm kararını açıklayan yargıca korkusuzca:
“Ölümümü
bildiren siz benden daha çok korkuyorsunuz.” Diye haykırmıştır. Çünkü gerçekler
acı ve yakıcıdır. Bruno’nun fikirlerinin ışığı, karanlık düşünceli beyinlerde
yakıcı etkisi hissedilmeye başlamıştır…
Giordano
Bruno, İtalyan filozof, rahip, gökbilimci ve Rönesans felsefesini biçimlendiren
filozofların biri ve aynı zamanda şairdir. Bruno, Tanrı’nın ve evrenin
birliğinin iki felsefe olmadığını, ama aynı gerçekliğin iki sonsuz görünüm
olduğunu kabul eder.
Aristotelesçi
kapalı evren görüşünden sıyrılıp Kopernik’in tezini savunur.
O,
“Sonsuz sayıda güneş bulunmaktadır. Yedi gezegenin bizim Güneş’imiz etrafında
döndüğü gibi. Bunlar etrafında dönen gezegenler vardır. Bu dünyalarda yaşayan
varlıklar bulunmaktadır. Kanatlarımı
boşlukta güvenle açıyorum ve sonsuzluğa yükseliyorum. Diğerlerinin uzaktan
görmeye zorlandıklarını ardımda bırakıyorum. Burada ne yukarı var ne de aşağı,
ne merkez var ne de sonu, ne sağ ve ne de sol. Diğer yıldızlardan farksız olan
güneşi ve bizim dünyamıza benzeyen bir sürü gezegen var.”
“Ne
gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten
korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki savaşa her yerde katılırım. Bundan
dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi
akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesine hedef oldum.”
Dinsizlikle
suçlandığı için Roma Kilise tarafından aforoz edilir. Fikirlerinden vaz geçmez.
İngiltere, Fransa ve Almanya’ya geçerek çalışmalarını sürdürür. Bir ara
Fransa’da Sorbonne Üniversitesi ’inde bir kürsü elde edip ders verir. Ülkesinin
sıcak iklimini özleyerek İtalya’ya döner. Bir aristokratla fikir tartışmasına
girer ve o aristokrat tarafından engizisyona teslim edilir.
Görüşlerinden
vaz geçmesi istenir. Kabul etmez. Ve Roma’nın bir meydanda 17 Şubat 1600’de
yakılarak idam edilir. Daha sonra fikirlerinin gerçekliği ardılları bilim
insanlarınca kabul görür. Değeri anlaşılır. Günümüzde yakıldığı meydanda
heykeli yükselmektedir.
İşte
batı, Avrupa bir zamanlar skolastik düşünce altında inlerken daha sonra o
gerici düşünceleri tarihin çöplüğüne gömmüştür. Sanatta, bilimde, teknikte
Reformu yaşayan Avrupa, ortaçağın karanlıklarında engizisyon mahkemelerinde mahkûm
ettiği insanların fikirlerini içselleştirip ilerleme kaydetmiştir.
İlerlemenin
bir ayağı da Reform alanında kaydedilen ilerlemedir. Bir zamanlar kilisenin
koyu baskılarına muhatap olan Avrupalılar, Alman Luther gibi insanların
önderliğinde kilisenin tahassundan kurtulup özgür düşünceyi içselleştirme
olgunluğuna kavuşmuştur.
Renösans
ve reforum alanlarında yaşanan ilerlemeler sayesindedir ki, Avrupa’da feodalite
ve krallıklar sona ermiş demokrasi, insan haklarında ilerlemeler kaydedilmiştir.
Keşifler sayesinde sermaye birikimi sağlanmış. Ve sanayi devrimi yaşanmıştır.
Batıda
bunlar yaşanırken bizde içe kapanma, duraklama ve gerileme başlamıştır
maalesef. Ne acıdır. Rasathane yıktırılmış. Batıda matbaanın icat edilip
kullanılırken Osmanlı topraklarına matbaa birkaç yüz yıl sonra gelebilmiştir.
Matbaayı da gayri mislimler kullanmış çoğunlukla.
Kilisenin
karanlık görüşlerini etkisiz hale getiren batı laiklik anlayışını yaşamına
sokmuştur. Böylece inanç olgusu Allah ile kul arasında bir akit olduğu gerçeği
içselleştirilmiş. Biz de ise hala laiklik dinsizlik olarak algılanmaktadır çoğu
kesimce.
Sözün
özü bir zamanlar Bruno örneği bilim insanlarını meydanlarda yakan batı
günümüzde bilim insanlarını baş tacı yapıp onların görüşlerini hayata geçirerek
büyük ilerlemeler kaydetmektedir. Bilime, eğitime verdikleri önem oranında
halklarını gönenç içinde yaşatmaktalar.
Bizler
bilime, bilim insanlarına vereceğimiz önem ve onlara ne kadar çok çalışma
alanları açacağımız oranında uygar dünyada söz sahibi olacağız.