Türküsü olmaya hazırım yurdumun ve
tüten bacası aşkın belki de imkânsızlığın çeperinden dalyalarca şiir olmaya aday
yüreğin bekası iken duygular, sefasını süreceğim bir ömür filan da talep
etmiyorum evrenden en az talep edildiğim kadar şiir yüklü yaş dolu duvarlarında
göğün denk düştüğüm sadece bir bulut olmaya adayım işte en azından yüküm de
nemim de saklı yüreğin en derininde.
Girizgâhı ölümse dünün
Geceden firar etmeye hazırım
Bir ömrün şerefli taslağıdır da
şiirin ön sözünde
Saklı bir roman tadında
İçimde seken bir kalem
Aşkın imla hatası olsam bile
Hayatı sevmeden geçemem.
Kuşların miracıdır günü de sonsuz
kılan
Yalnızlığın da hicabı
İki dudak arasında saklı içimdeki
özlem
En güzeli ise Mevla’mın çağrısı
En ağırından yük yüreği delen
Omuzlarımı da çökkün sanmasın hani
hiç kimse
Yavaşça yürürken yollarda
Mademki ağırkanlıyım dileyen de desin
Molla.
Rabbimin emsalsiz huzuru
Kanatlarımda saklı umudun doğuşu
Ne gece ne gündüz ne itiraf
edemediklerim
Ne de insanların sakladığı o güler
yüz
Şaibeli gölgelerden de olmadım hem
Hangi sıfata konsam da yol alsam
Sonsuza
Aşkın kıyama durduğu her mevsimi de
içimde saklarken
Gözümü sakındığım kadar da cesurumdur
ezelden.
Mademki yürekler tek tek çağlayacak
İman gücünde saklı bir cesaret
Hem idmanlıyım da acılarda
Hüzün perdem uçuşacak bir ömür.
Ziyan yüklü benlik
Kelamda saklıymış meğer dirlik
Nazenin ruhum ve sakar yüreğim
Kırmadan evreni sevmek elbet meziyet
Bildiğim yine de kimine göre esaret
Varsın göreyim eziyet
Sevdiğim kadar yüreğe delalet
Hain bir gölgeden de korkmam hani
Takındığım duruş ve adalet
Aşkın fendinde saklıyım
Belki de beylik bir söylemden doğan
şiir gibi.
Giyindiğim en asil ceket elbet
Şiirin gözünü sakındığı bir
rivayetten de öte
Mühürlü yüreğimde saklı keramet
Sessizce sever ve yaşarken
Islıklandığım ne ki…