Dinimiz yardımlaşmayı önerir. Yoksullara, yolculara, ekonomik durumu yeterli olmayana… yardım etmek dini olduğu kadar da insanı bir görevdir. Her inanan Müslüman gibi özellikle Ramazan ayında elimizin döndüğü kadar fitre, zekât bağlamında ekonomik durumu yeterli olmayan öncelikle akrabalara yardım etmeyi bir görev olarak yerine getirmeye çalışırız.

 

         Yardım yapılırken takdire şayan bir ilke var. Yapılan yardımda sağ elin verdiğini sol el görmemeli diye yardımın nasıl yapılması gerektiği salık verilir. Bu ilke ihlal edilmeden bu ramazan ayında yaşadığım ilginç durumları anlatmak istiyorum. Kesinlikle çam sakızı çoban armağanı yapılan yardımı reklam etmek değil amacım.

 

         Dışarı çıkmanın müsaade ettiği kısa zaman diliminde güzel çamlığımızda yürüyüş yaptım. Yürüyüşümü bitirip eve dönüyordum. Ana caddede kaldırım üzerinde 100 TL buldum. Sağa sola baktım. İn yok, cin yok. Parayı cebime koydu. Ana cadde. Paranın sahibini bulmak olası değil. Ne yapmalı bu parayı?

 

         Fitre paralarımla birlikte yardıma muhtaç yakınıma vermekte sakınca olmaz diye düşündüm. Öyle de oldu. Kendi paramla bu 100 TL’yi birleştirip ATM’den göndermeyi planladım. Parayı gönderirken genç bir kadın arkadaştan yardım aldım. Paranın ne amaçla göndereceğimi söyledim. Yardım istediğim kadın 50TL’de ben ekleyeyim dedi. Yardıma muhtaç akrabam şanslıymış. Şansı yaver gitti. 150TL ekstradan amorti kazandı diyelim.

 

         Hepsi bu kadar mı? Dahası var. Tanıdıklarla konuştuk. Bir tanıdık, fitrelerini verecek insan arıyordu. Kendisi hasta olan yoksul yakınımızın durumunu anlattım. Dişe dokunur miktarda para yardım etti. Yetmedi. Kızım ve dünürüm de fitrelerini verecek ihtiyaç sahibi birisini arıyorlardı. Dünürüm ve kızımda önerimiz üzerine fitre paralarını kanser hastası yakınımıza gönderdiler. Son olarak bu kutsal ayda yapılan yardım kervanına oğlum da katıldı…

 

         Derken yardım katarı hayli uzadı. Sadece biz yardım yapalım derken sağ olsunlar anlattığım gibi yardım edenlerin sayısı arttı. Umarım bu paralar gerçekten yardıma muhtaç olan bir hasta insanın giderlerine katkı sağlamıştır. Birkaç aylık pazar, market gereksimini karşılayacak kadar meblağ oldu.

 

         Dinimiz mükemmel bir din. Akla ve mantığa uygun en son gelen semavi bir din. Dinimizi gereği gibi öğrenip emir ve telkinlerini yaşamımıza soktuğumuzda birçok sorunu çözmüş oluruz. Ne yazık ki, özellikle günümüzde din kişisel ve siyasi çıkarlara alet ediliyor çokça. Böylesi olumsuz tutumlar genç kuşakların dinden soğumasına neden olmaktadır.

 

         Dinimizi laik bir görüşle sadece kendisi ve Allah için yaşayanlara ne mutlu. Riyasız, gösterişten uzak yaşayan müminlerin ikiyüzlü, münafık diye nitelenenlere meydanı boş bırakmamasını en büyük dileğim.

 

         Adeta ilahi bir el hesapta olmayan yardımların birikmesine vesile oldu. Sözün özü; ramazan kısmeti mi dersiniz, muhtaç yakınımız bir nemse sevinmiştir. Oysa sosyal hukuk devleti yardıma muhtaç yurttaşlarının barınma, beslenme gibi gereksinimlerini karşılaması gerekir. Maalesef devletimiz sosyal hukuk devleti olma özelliğini yeterince yerine getirmekle yeterli olamıyor. Bu durumda iş yardım sever yurttaşlarımıza kalıyor. Muhtaç insanların dertlerine derman olmak, onlara yoksulluğun verdiği eziklikle gülmeyen yüzlerinde birazcık tebessüm oluşturmaya neden olmak ne güzel… Bundan öte insanı mutlu eden daha başka soylu bir eylem düşünemiyorum.

 

 

 

( Ramazan Kısmeti başlıklı yazı sahara tarafından 13.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu