Beyin Fırtınasına Devam Kendi Adıma 1
SAPMAK -SAPMAMAK
Biraz kendi adıma beyin fırtınasına devam edeceğim. Buyurun
sizde dâhil olun.
Sapmak
Sapmamak
Bu hali ile iki kelime, ruhumuzun ve aklımızın derinliklerine
az, inelim bakalım anlam bakımında kaç manaya varıyor?
Sapmak
Sap gibi kalmak
Saplanmak çıkamamak
Sapmak gidilen düz yolda başka bir yola sapmak, doğrudan eğri
yola girerek sap gibi kalmak kurumak.
Bir insanla yola çıkarken, çıktığı yoldaki arkadaşının yolda
bırakarak başka bir yola girmek sapmak ayrılmak yalnız bırakmak. Oysa gayemiz
istikamette asl olan doğru yolda sapmamaktır. Birisi yolda bizi bırakarak ayrı
yola sapıyorsa, ona duyulan derdi verdiği üzüntüyü orada bırakarak, yoldan
sapmamak ve orada saplanarak kalamamaktır. İnsan bir defa saplandı mı çıkamamak
üzere çakılı kalır. Yolun belli bir amacı vardır ulaşmak için seni gideceğin
doğru istikamete götürmesi için verdiğin çabayla, seni açıksa açılmışsa ya da
senin açacağın izlerle ulaştırmasıdır. Yol sensindir aslında, açanda kapatanda
vazgeçende. Yolda sapmak eylemi ile sapanın sende bıraktığı etkiyi yok ederek
dikkatimizi dağıtması sap gibi yani kurumuş kırılmış dal gibi kalmaktır, saplanarak
bir çıkmazda kalmaktır çıkamamaktır!
Sapmamak
Saplanmamak
Saplantıdan kurtulmaktır
Saplantıya takılanları çıkarmaktır
Çoğaltmaya gerek yok. Sapmamak doğru istikametten, yol güzergâh
enlemi boylamı bellidir, yoldan ayrı yola girerek saplanmamaktır, saplanmasını
isteyenlerin uyarısına zorlamasına rağmen saplanmak yola devam etmektir, saplantı
içinde olanları dinlemeden doğruyu anlatmaktır. Saplantı içinde doğru yolu
kaybedenleri bu yoldan kurtarmaktır. Gönül ve doğru olanın pusulasını
kaybetmemektir. Bizi bekleyen varmak varken, beklemeyene varmakta nedir?
Beklemeyen yolumuzda bizi oyalasa da kaç vakte kadar oyalaya bilir ki? Biz bizi
bekleyene varmayı istedikten sonra, hangi saplantılı insan yolumuzdan bizi
çevirebilir ki?
Yol her zaman aydınlık mı olacak? Karanlığı da olacak ki
aydınlık etmenin derdine peşine düşelim. Saplanmayalım karanlığın karanlığına, mahkûm
kalmayalım, sapmayalım. İnsanoğluyuz sıkıntı keder bizim imtihanımız için, bize
yolda nasıl davranacağımızın bizden bir göstergesi olacak şekilde nasıl bir
halde olacağımızın bizce işareti istikametidir imtihanımız. Yol yokuşsa az
ilerde inişi de mutlak vardır. Sapmak, sapmamak, varmak, varmamak, durmak
durmamak içinde binlerce anlamı ve anlamsızlığı taşıyarak bize mesaj verir ihtimaller
zincirinde, imtihan dünyamızda. Sağa bak sola bak arkaya, yukarıya, alta bak ne
var yok incele bunlar yorucu işlerdir, vakti ziyan eder, çıktın mı yola her
şeye hazırsındır istikamete diyerek kendimi uyarıyorum. Sorumluluk bana aittir
bu iki kelimede ki onlarca yüklü olan mananın eşliğinde vesselam.
Mehmet Aluç