TARIM BAKANI DA
AF İSTER Mİ?
Dönüşen Türkiye de kavramlarda değişiyor.
Af, kelimesi TDK" Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama" anlamıma gelir. Suç işlediysen yada hatalıysan af dilersin karşı tarafda seni affedebilri..
Affı, yasa çıkarmak sureti ile  hukuk devletlerinde yasama organı olan  meclis yapar. Ya da Cumhurbaşkanına ağır hastalar ile  özel şartlarda tanınmış bu anayasal yetkiyi kullanır..
Bir kamu görevlisinin, af istemesi için suç işlemesi gerekir ki böyle bir durumda dahi af yetkisini kullanmak amir makamının değil idari ve adli soruşturmanın neticesine göre davranılır..
"İtaat et rahat et" ana kurallı bir sistematikde "suç işlersin af dilersin" yüce makam seni affeder.. Ve böylece bu sistematiğin daha da yerleşmesi için bir çivi daha çakılmış olur..
En son Adalet Bakanı Sayın Abdulhamit Gül, hukukçu kimliği ile bir çok hukuktan yana tavırları ile ve savunma makamı avukatlar için geliştirdiği kural ve uygulamalarla gönüllerde taht kurmuşdu, görevinden istifa etti.. İstifa bildiriminden, sonra üst makamında isteğine uygun olarak affının kabulunden dolayı şükranlarını sunmuştır.. Avukatlık mesleğinden geçen sayın Bakan bize avukatlarla ilgili şı fıkrayı hatırlattı;
      Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar: ”2 kere 2 kaç eder.” Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kağıt kalemi almış, uzun uzun düşünüp hesapladıktan sonra; ‘Eminim ki dört eder.” demiş. Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. yarım saat sonra; ”Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2’lik bir hata payı olabilir.’ Sıra avukata gelmiş. Avukatı almışlar içeriye, sormuşlar aynı soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş: ”Kaç olmasını istersiniz.. Sayın bakan avukat kimliğini konuşturmuş istifa etmiş sonra da reis e aynı metin içinde  şükranlarını afdan dolayı sunmuştur.. Sayın bakan ın hukuka olan inancını en azından diğerlerine göre biliyoruz .. 
. En son mobese olayında böyle bir şeyin kabul edilemez olduğunu dile getirmiştir. Daha önce de yıkım kararlarına karşı alınam mahkeme kararlarına ragmen  iç işleri Baknı soylu yıkın hukuk arkamızdan gelsin derken sayınGül, hukukun önden ve idarenin hukuk izlemesi gerekliliği konusunda beyanları olmuşdu..
Adalet Baknın görevden alınması bir faciadır.Ama tarım bakanı dururken bunun uygulanması daha büyük bir faciadır.. 
-Tarım bakanı geliştiremediği yöntemlerle çiftçi ve hayvan yetiştiricisini yokluğa mahkum etmiştir..
-Arazi tekelleşmeleri ve hayvan işletmelerinin 1000 üstü devasa boyutlara korumalı şekilde ulaşmasına aracılık ederken 3/5 hayvanı olan köylüyü, hayvanını yok pahasına satma boyutuna indirgemiştir..
-Tarla da 5 rafda 15 uygulamalarına karşı üreticiyi  koruyucu model geliştirememiştir.
-GDO lu gıdaların, ithalat ve imalatına ilişkin "neslimizi koruyucu" uygulama ve kadro oluşturamamış, kanserleşme ile  adı duyulmadık hastalıklar tavan yapmıştır..
-Gıda perakendicileri hal uygulaması ile oluşan tekelciliği emgelleyememiş ve fiyatlar sayesinde maliyetsiz şişmiştir..
-Gıda lojistiğin Demiryolları na kaydıramamış maliyetleri düşürücü, kdv uygulamaları ile üreticinin kazancına değil kaybına yol açmıştır..
-İthalat rejimini yurtdışı çiftçilerini kalkındıracak sekılde geliştirirken, üreticimizi tarlasına yabancılaştırmıştır. ,
-Gübre tonu 10.000 TL yi geçerken organik gübre tesislerini her köye kazandıramamış zenginleştiilmiş hayvan dışkısı ve amonyak gaz birikimini sağlamasını öğretememiş , gübre ithalatçısı durduk yerde zenginleşirken Türk çiftçisini katletmiştir
-Üreten, üretirken soğuğa, çamura dayanan, toplarken sıcağı çekip teri ile toprağı sulayan çiftçi, kazanamazken.. çiftçiye dışrıdan kim bulaşırsa alırken satarken tamir ederken kazanmış bu tersliği giderememiştir..
-Köykent çiftlik kent gibi projeleri geliştirememiş büyük şehirlerin genç emekli genç işsiz yığınları ile suç bölgeleri oluşmasına yol açmıştır. İŞ bilmez Afgan ve arapları köylere kadar yayılmasını sağlamış suçların ve uyuşturucu nın köylere bile girmesine yol açmıştır..
-Her köyü bir işletmeye dönüştürememiş, çiftçiyi yüksek  maliyetlerle başbaşa bırakmıştır ..
-Her tarımsal üretimi stoklanabilir hale dönüştürememiş hasad zamanı çiftçinin toptancıya komisyoncuya karşı ezilmesini engelleyememiştir..
-Tarım  kredi kooperatifi ve bemzerlerini, finansman paylaşımımda, bunların alanında kullanım denetimin, geri toplanmasında adil ve kapsayıcı uygulamalar yerine üreticiyi kaz gibi yolma kaygısına seyirci kalmıştır.
-Çiftçinin gerek ekipman gerekse arac tedarikinde  zihinsel engel belirtisi sayılacak uygulamalara sessiz kalmıştır..
-Üreticinin sütünü zaten vadeli alıp 3/4 ay faizsiz kullanan firmaların konkordato ilanının söyüş yöntemi olarak kullanılmasına sessiz kalmıştır
Sayın Cumhurbaşkanım Tarım Bakanı affını isteyecekken Abdulhamıt Gül istemiş olmasın. 

TORUN HALİL i
( Tarım Bakanı Da Af İster Mi başlıklı yazı HALİLİ tarafından 30.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu