H’u dönüşüyle
Üşengeç ruhların tenine mıhlanır
Külüne küskün ateşin elleri
Soruların kovuğunda umudu kusar
Kumundan habersiz çölün yelleri
Hüznün şeceresini okurken zaman
Kına tutmaz yatıya kalan anılar
Kaybolur beyhude ah’ların mührü
Ve hüznün havzasına akar renksiz tınılar
Neyine küser bir semazen
Cümbüşü biter kınında saklı düşlerin
Şüpheyi düdükler lâl heceler
Atsız süvariler geçer göz uçlarından
Ve görkemlı kıvranışları gölgeler geceler
Okkalı ünlemlerle zaman aşımına uğrar
Suretsiz Züleyha’ların yırtık bakışı
Yağmuru yandıkça ritmini yitirir
Kekremsi sessizliğin kalbe akışı
Hiçliğin sözlüğünde kaybolur ben’lik
Kopar tesbihin en cesur tanesi
Kibirli alkışların hengamesinde biter
Tek ayaklı yarım yolcuların sahnesi
Şubat'tı çıktılar,
Keşkesiz çığlıklar bırakır zamanın sularına
Adaletin kokusu sızlatır vicdanı
Ve bilinmez kaç mezar sığar vebalin ağıtlarına
. . .
.
.
.
.
.