.
K/öksüz
Nem yüklü geçmişin
gıyabında
Sözcüklerle
kanatılırken suretsiz düşlerin gölgesi
Bir buruk ezgiye döner , reşit olmuş hüznün közünde
Öksüz
fısıldayışların yetim sesi
S/ehven
Renkleri
çarmıha gererken griler
Yontulan
güzellikler içimize sarkıtır siyah kahkülünü
Savurur
hayat matemin muğlak derinliğine
İyi
niyetlerin yanık külünü
Diz dize
iken umut ve yeis
Su alan teknenin rotasını çizer
Sabırla
tımar edilmiş mühürlü ruhlar
Dinmez dünün
yarını istismar eden çınlaması
Ve yerin altında yağmur avlar güruhlar
Ölümdür
ömrün sağdıcı
Her tul-i
emel süslü bir tuzak
Sona
varmakla yeniden başlamanın med cezirinde
Varılamayan
menzildir yakındaki uzak
Kırılmış
yayın oku
Sübyan
karınca gibi ararken yönünü
Kursakta
esir kalır nevrasız dilekler
Fayları
kırılır gökyüzünün
Ve zevzirin göğsünü
yarar melekler
G/izdir
Nehrine
soyunmaz hiçbir su
Çöle meftun
olur nankör kabarcıklar
Soğur
Eylülün sinesi
Ve yorgunluğun
mabedinde iz sürer adamcıklar
. . .
.
.