Ölümü irdeleyen bir gülüşün
bahşettiği cennete dair bir yolculuktur benimki ve yerle yeksan edilmiş
kabrimden firarım ne de olsa ruhumun ve sevdamın ve cefanın saltanatını
sürüyorum dünya denen geçici âlemde edindiğim bir mertebe olsun yeter
saklandığım Dergâhında Rabbin bilumum duygunun da defteri kebirinde saklı bir
kayıdım ben kaykıldığım âlemde göğün müdavimi ve muadili o iklim ki varsa yoksa
sevmenin lehçesi boylu boyunca uzandığım şu beyaz sayfanın da nabzını tuttuğum…
Ölü bir düş idi mevsimin gözünden
düşen, yaşın da tecellisi nasıl ki düşmez kalkmaz bir Allah…
Meali ölüm kokan ruhtan bozma hayaletler
içimin şehrinde ve şehrin kubbesinde s/üzülen bir m/artı olma telaşı ile
seviyor ve yazıyorum bazen şirret gölgeler yolumu kesse de ben çoktan muadili
oldum şükrün ve sabrın ve geleceğin yine de yine de…
İçimde saklı bir tutarsız coşku var
ki hız kesmeyen acılarımla da beslendiğim kadar beslediğim kargalar…
Rabbin Dergâhında saklandığımdır da
hani mabedim ve ütülü değil sözcüklerim sanrılı sancılı değil aslında yaşam
tıpkı ölüm gibi dilediğimden çok öte resmettiklerim elbet İlahi Aşkın da
güftesi iken yüzümde açan güller.
Rakkasesiyim aşkın sarmalında imkânsızlığın
şerh düştüğüm iklimde saklı bir koza belki de kalemimin hicvinde ve hicretinde
y/andığım kadar yarıladığım ömürden kalanlar geride.
Ben hala çocuk gibi isem bunda tesiri
çok fazladır sevginin ve emsalsiz bir coşku ile sevebilmeyi bana öğreten önce
Rabbim sonra annem ve işte bu yazımı da biricik anneme ithaf ediyorum tıpkı
yazdığım ilk romanın ön sözünde de belirttiğim gibi annem iken ilk destekçim
kalemle olan tanışıklığımda bana ilk elden destek veren.
Sevgi öyle bir iklim ki…
Huzur ise peşine düştüğüm ve sadece
Rabbin huzurunda huzura erdiğim…
Mükemmel bir Mümin olmayı çok
isterdim ve işte hayatın röntgenini ilk çektiğimden beri ben Rabbimi çok
seviyorum ve kulağıma okunan ismimle de hemhal canhıraş bir mücadele veriyorum
bu bağlamda kaç isme denk düştüğümden çok ben hala solmayan bir Gül olarak
kalmak adına hemhal iken güzelliklerle.
Güzelliği bahşeden Yaratan bir o
kadar kendimi güzel bulmadığım kadar kanarcasına yüreğime batırdığım
dikenlerime de müteşekkirim ek olarak bu bağlamda kim olursa olsun canımı yakan
kim olursa olsun nefret ile beslenen üstüne üstük sevgiyi de aşkı da düşürmezken
çoğu insan dilinden…
İçliğim şiir madem.
Mademki bir mahlasım da yok…
Mademki insan ismiyle yaşıyor iyi de
haizi olduğum birkaç isimle mi idame ediyorum farklı farklı hayatları ve
İkizler burcunun bir müdavimi olarak kaç cephede de savaş veriyorum hani…
Redifler.
Rastıklar.
Rest çektiklerim.
Rastlaştığım insanlar ve de.
Bir içim su iken yaşamak ben
sonsuzluğu içiyorum her gün her an ve hangi duygu olursa olsun eşlik eden
dinmeyen de bir hüznü besliyorum içimdeki yetim çocuğun yüreğinde ama razıyım o
hüzne dahi razıyım yeter ki Rabbim beni öksüz ve annesiz bırakmasın.
Güleç bir şarkı dinlediğimde.
Kulaklarım çınladığında.
Kul hakkı yemekten korktuğum kadar
zanların da bana altın tepside sunulduğu ve de işte duyguların ve kalemin zamlı
tarifesinde içine düştüğüm boşluğu hoşluklarla doldurmak adına da bir vazifeyi
sunmuşken evren ve Tanrı, bana.
Ben-merkezcil bir iklim olduğunu
söyleyebilir insanlar ama ben kendimi aşmazsam kendimle yarışırken canımı
bilfiil ben beni yakmazken nasıl tadı çıkar ki hayatın ve hüznün de adı
çıkmışken bir kere içimin deryasında saklı olduğum olsa bile o tek zerremle
seviyorum işte s/onsuzlukla buluşmayı.
Nidalar bazen sökün eden.
Bazen efkâr.
Bazen hüzün nöbetleri ve öfkesine
yenik düşen insanlar ve bir adım ötesi maskelerini her gün yıkayıp kurutanlar
ya da yağmaladıkları yüreğimden eksik etmediğim umudu kim bilir kimler uğruna
kaybetmişken de ben.
Kaybolduğum kayıtlarda saklı.
Verdiğim kayıplar asla ayıp
addedilmeyen bir hüzünle sürmanşet.
Yerin göğün hâkimi Rabbime olan
inancımla ismimi de koruma gayreti ile artık her nasılda adımdan çok
adımladığım yolda ayağıma çelme takanlar.
Bir hüzün bulutu idi dün eşlik eden
ve bir gün evvelinde nasıl da mutluydum: eh, gel de çık işin içinden.
İlahi Sarnıç.
İlahi Kudret.
İlahi Adalet.
Ve İlahi Aşk…
O halde doğru yoldayım ve milim de
sapmayacağım hedefimden.
Rengimle tutuştuğum güneşim iken
hüznüm ve mutlak değerlerden çıkıp da yola eşleştiğim o asal sayı ve evet,
birler hanesinde saklıyım o halde yola tam gaz devam.
Birincil hedefim.
Teyakkuzda da geçerken ömür.
Tereddütsüz sevebildiğim yeri göğü…
Tahakküm altında geçmiş olsa da
hayatımın büyük oranı.
Ve içtimadan ulaştığım o makam ve
rütbem elbet severek büyüyen bir enginlikte kendimi hedef aldığım kadar
yalnızlığın da dik başlı dik açısında acıların bütünlüğüne rağmen şükrüm
sayesinde de her gün abartısız her gün yeniden doğduğum ve kalemin hızında kalemin
rüzgârında başımda uçuşan kavak yelleri.
Ergen bir aşk gibi.
Erişilmesi mümkün olmayan o rakım
gibi.
Endamlı yüreğimde saklı iken kâinat
ve her nasılsa insanlar bir tek yüreği sahiplenemezken varsın da olsun hani
çünkü benim bir sahibim var ve benim sadece bir tek ismim var.
Cereyanda kalan bünyem.
Cahil imgelerden umudu kestiğim.
Bilginin her kırıntısında kendimi
bulduğum.
Bir tur daha attığım hayat denen saha
ve işte koşu bandında geçercesine ömür sabitlenmiş insan izlekleri.
Bir kır kahvesinde an itibari ile çay
içiyor olabilirdim misal.
Ya da aklımı kullanıp mesleğimi terk etmeseydim
an itibari ile Dubai’de beş on yıldızlı bir keyif de çatabilirdim misal.
Ben ne mi yaptım?
Ne yapmadım ki?
Duygularımın sesini dinledim ve
öğretmen olmayı en çok ben sindirmişken içime güzel İstanbul’umun ücra
semtlerinde hazla coşkuyla bilgi dağıttım kısa bir süreliğine de olsa ve işte
Allah bana zaten cenneti sunmuşken ve insanlar bana aklımı peynir ekmekle yemiş
olduğumu yüzüme tokat gibi vururken…
Bu da yetmezmiş gibi aralıksız on
yıldır kalemimle büyük aşk yaşamanın neticesinde şükürler olsun ki yüce Yaratan
bir kere daha sundu bana cenneti.
İsmimle yaşadığım doğrudur.
Babamın biricik kızı iken adımı da
babam koymuşken ben nasıl onun hatıralarına ve bıraktığı manevi mirasa sahip
çıkmam…
Kukumav kuşu addedildiğim yıllardan
geliyorum…
Canımın daha da yandığı zamanlardan
geliyorum…
Şükür dolu varlığımla eksik etmiyorum
da dualarımı…
Anne ikliminde açan bir gül’ üm
mademki ben…
Ve yetim yüreğime sarılıp Rabbin
himayesinde yaşamanın da verdiği huzur ve sevgi ile yâd ediyorum bazen: bazense
yarenim kalemle istişare edip içimdeki yetimi sevindiriyor Yaratan ve ısrarla
da seviyor yazıyorum ve ismime sahip çıkıyorum:
Çünkü benim sadece bir ismim var ara
ara çalınsa da o iyelik eki ve de göğsümü kabartan s/onsuzluğun g/izini
sürüyorum…