Aslında Âdem "yılan" denen "hayvan"
tarafından aldatılmıyordu. Yılan Âdem ve Hava öyküsündeki üçüncü figürdü. Belki
de yılan totemle grup ittifakı birleşmeyi en çok isteyen patojendi (hastalık
yapıcılık değil de bu işi yapmaya hevesli).
Öyküde iki Hava ve iki tür yiyecek sunma seremonisi vardır.
Hava'nın biri Adem'e Elma sunarken bir diğer Hava modeli Adem'e buğday sunar.
Burada anlatıcı grubun kendisini erkek olan Adam şeklinde takdim ettiklerini
unutmayın.
Eğer bir Hava bir Adam'a buğday sunuyorsa, bilin ki bu Hava
buğday yetiştiren Âdem grubunun Hava'sıdır. Kendisine buğday takdim edilen Âdem
de Totem yiyeceği elma olan, elma yetiştiricisi grubun Adem'idir.
Şimdinin dini söylemiyle bir totem grubun, başka totem
grubun elinde verileni yemesi ona dokunması günahtı haramdı. Totemi diliyle
söylersek tabuydu. Yani yasaktı. Elma üreticisi grubun Hava'sı elinde elma
yemek izolasyon kuralları gereği çoban grup Adem'e ve çoban grubu Hava'larına
yasaktı.
Buğday üreticisi tarımcı bir Dumuzi elinde buğday veya diğer
bir koyun üreticisi ikinci bir çoban grup Dumuzi‘nin elinde koyun ürünü
yiyecekler yemek de Elma üreticisi Hava grubuna yasaktı. Yasaklar da anlaşılır
bir totemi sosyolojik yasaktı.
Öykü anlatıcısı ve öykü dinleyicisi olan ittifak
içindekiler, öykü içinde anlatılan bir totem hafızayla totemi bir tabunun yasak
bilincine sahiptiler.
Öykücüler o dönemde herkesçe bilinen bu sosyolojik geçmişin
tabusuna dayanarak hikâyeyi anlatıyordular. Herkes Adem'in elma yemekle ne
yediğini, yani yasak elmanın ne gibi bir anlama geldiğini biliyordular. Öykü
ortak anılı birleşme imiydi.
İttifak içinde ve ittifaktan beri Âdem ve Adem'in buğday
grubu ile diğer Yılan grubu, Elma yetiştiren totem grup, Marul grubu
"İnsan adı almakla, insan olmakla" eşitleşmiştiler. Totem dönem
eksenli izole etnik ayrışmalar İlah'tan olan, ilah melezi olan
"insan" söylemli yeni bir anlam içinde "insan" söylemi de
"izole" edilmişti.
Fakat ittifakın El mülkü söylemli hikâye anlatıcıları, yeni
bir hikâye ve yeni bir tabu ile ittifakın kolektif alanın da çıkmışlardı. El
mana anlayışlı kurgucu anlatıcılar, ön ittifaklı kolektif alanı, El mülkü yapacak
olan zihniyetin öykücüleri ve anlatıcılarıydı.
Kolektif alanı El mülkü ya da özel mülk yapacak olan kurgucu
öykü anlatıcıları, menfaatleri gereği öykü içine kodlayıp tuzaklama yapmakla
uydurdukları tabu sal söylemler ile ön ittifaktan çıkmaları kolektif alana
ihanetti.
Tuzak kurucu göçer kurgucular; somut, gerçek bağlaşmalar
üzerinde olan ittifakın kolektif alan ölçülerine göre olan öyküyü kendilerine
göre değiştirip ittifaktan ayrılmakla kendileri azıtıp sapıtmışlardı. Buna
karşın El anlayışlı tuzak kurucular ittifakı kolektif alanı; azgınlık yolu,
sapkınlık yolu diye kötülemişlerdi! Yavuz hırsız ev sahibinin sesini
bastırmıştı.