Monolog Röportaj-Arayış ve Şiir-

Kendimle röportaj - Yaprak Özer


-Sayın okuyucularımız şiirin gönül penceresinde bakarak az hece ve mısraların serinliğinde tatlı bir huzur bulmak için yine karşınızdayız. Yine konuğumuz Kul Mehmet, Sayın Mehmet bey yani kul Mehmet hoş geldiniz. İnsanın kendini ve sevdiğini zaman içinde ararken ya da kaybettiğini sandığı anda, bu arayışını zamanla şiirin özü olan hece ve sözlerin kelimelerin duygu dünyasında arayarak unutturması için, bir endişeye duymaması için içinde gezinmesi gerekli midir? İşte arayışları görüyoruz, insan şiirden korkarak kaçıyor hiç yaklaşmıyor! Bu kaçış acaba kendi kurduğu hayal dünyasından uzak bir halde, dengeyi sağlaması için kaçarken dengesizlik bağlamında kendini yalnızlığa karanlığa iterken, hislerin duyguların okşayarak ruhunu rahatlamasına izin vermemesi zor olmuyor mu? Böylelikle bu dengeyi kurmak yerine bozduğunu, şiirsiz göremiyor desek doğrumu söylemiş oluruz acaba?

 

-Öncelikle herkese selamlar vererek başlamak istiyorum size de teşekkürler ederim bana bu imkânı verdiğiniz için. Şiirin yazara ve okuyucuya verdiği imkânları ve güzellikleri saymaya kalksam sayfalarca yazabilir ve söyleyebilirim sadece ruhu okşayan hafif dokunuşu ile dokunduğunu tatlı esen rüzgârı ile serinlettiğini söyleyerek geçeceğim. Öncelikle bir yolculuğa çıkmayı arzu etmek gerekir ki şiiri okuyarak sevebilelim. Bu nazlı yâre yolculuk olur, vatan için, bayrak için, insan için yarınlar için olabilir. İnsan yolculuğa çıkarken o yoldaki çileyi acıyı gözyaşını kabul ederek çıkar ve yolda bir çınarın gölgesi altında şiirle serinleyerek az dinlenerek devam eder diye bilelim ve o serinliğin kelime ve hecelerin tatlı dokunuşu huzuru ile dert ve kederlerimizi unutarak hayata selam vererek “pes” etmedim yola devam diyebilmektir. Kaçmak kendinden kaçmakla olmaz, dert kederden kaçmakla olmaz, şiirin gönlü okşayan sesinden kaçmakla insan huzuru güzeli o nazlı yâri bulamaz ve karanlıklar içinde kaybolur gider farkına bile varamaz. Şair şiirleriyle bunlardan kaçan değil düştükçe Rabbi yardımıyla kalkarak sabırla yürüyen ve yol alandır yaşadıklarıyla, olumsuzluklarla… Pablo Neruda “şiir boşuna yazılmamış olacak” kitabının tanıtımında bakalım neler demiş.

“Şiir yazmanın reçetesini bu uzun yolculukta buldum. Toprağın ve ruhun verdiği armağanlarla kutsanmıştım. İnanıyorum ki şiir; yalnızlık ile birliğin, duygu ile hareketin, kişinin özel dünyasının, insanın kişisel dünyasının ve doğanın gizli ilhamının eşit ölçüde katkıda bulunduğu heybetli ve kısa süreli bir iştir. Yine inanıyorum ki, kişi ve geçmişi, kişi ve kendini adadığı gaye, kişi ve şiiri, tüm bunlar, sürekli genişleyen bir topluluk içinde bir gün gerçeklikle düşleri bütünleştirecek bir eylemde korunmaktadır. Çünkü böyle uyumludurlar.(...) Rimbaud'nun kehanetine katılıyorum. Karanlık bir yerden, diğerlerinden sert coğrafik koşullarla ayrılmış bir ülkeden geliyorum. Şairlerin en terk edilmişiydim ve şiirim yöresel acılıydı, yağmurlar içime işlemişti. Ama insana daima inandım. Umudu asla yitirmedim. Belki bunun için şiirim ve bayrağımla buradayım. Son olarak, iyi niyetli tüm insanlara işçilere, şairlere, insanın geleceğinin Rimbaud'nun deyişinde ifade bulduğunu söyleyeceğim; yalnızca ateşli bir sabırla tüm insanlara ışık, adalet ve onur saçacak mükemmel şehri kazanacağız. Böylece şiir boşuna yazılmış olmayacak! “” Şiir Boşuna Yazılmış Olmayacak-Pablo Neruda-“ Ayrıca söylediği şu sözler ile bizi kendine hayran bırakıyor.” Ben kendi ülkemde yaşamalıyım. Ona ayaklarım, ellerim ve kulaklarımla dokunmadan, sularını ve gölgelerini hissetmeden, köklerim çamurun içinde besleyici özü aramadan yaşayamam ben.” Bir şiirinde bizlere:

“Al ekmeği benden

İstersen havayı da;

Ama gülüşünden mahrum etme beni. Pablo Neruda”

 

“Bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin,
bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan,
yeni bir başlangıç vardır… Edip Cansever”

 

“Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları. Özdemir Asaf”

 

“Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile diş ile
Umut ile sevda ile düş ile
Dayan rüsva etme beni. Ahmet Arif“

 

“Hadi uyan
Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın
İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine
Yoksul olsan da uyan
Garip olsan da uyan
Mademki güzelsin, güzeli yaşatmak için
Mademki iyisin, iyiliği yaşatmak için
Mademki umutlusun, umudu yaşatmak için Metin Eloğlu“

-Demek ki öncelikle bir yolculuğa çıkmayı istemek gerek hele gönüllere yolculuksa bunun tadına doyum olmaz. Tabi ki önce yolculuğa çıkmak için özlemek gerekir bu da gönül penceresini açarak, içerisini şiirle havalandırarak doldurarak olabilir ancak.

-Öyle ise demlenen çayımızdan birkaç yudum alarak devam edelim, çaylarınız bende selamlarımla.

Mehmet Aluç


( Monolog Röportaj-arayış Ve Şiir- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 14.07.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu