Destursuz
Ve nazar etmemiş gözle
Utancın dağlarında yankılanır s a r ı m s ı düşler
Vuslatı kurşuna dizer uzakların gardiyanı
İki ezan arasında boy verir çöküşler
Renksizlikten
Tel tel dökülürken yarının avucundaki kına
Yağmurunu bölüşür öksüz bulutlar
M o r a r m ı ş bir gecede
Rengâhenk umudun beşiğini sallar doğurgan sabır
Duvağı açılmamış son hecede
Teslimiyetini
harmanlar
Puslu camın ardındaki yırtmacı büyük ağrılar
Muhalif çukurlara dolar sancıyan toprak
Boş küfesinde hamalın
Darasını düşer b e y a z çağrılar
Teli kopuk saz gibi
Kekik kokusunu yaralarına sürer ahir
Çehreye mıhlanır dolunayın bedenindeki çığlık
Y e ş i l sabrın dervişine dair
Fitili çekilmiş sükûtun girdabında
Usulca makaslanır bir ninenin ağzındaki kırık ninni
Diri çelişkilerin darağacına meyleder bilinci
G r i y e çalan alemde
Dimağına dökülür lekelerin sevinci
Fevri kopuşların ertesinde
Rayları sökülürken bekleyişin
Okunur
alemin kırık kelimeli meali
Suyun
kabarcığı kadar güzel kalbin seyahatinde
Geleceğe
zimmetlenir geçmişin hayali
. . .
..
.
.