Bizim insanımız maalesef tarih özürlü olduğu için yukarıdaki başlıkta gördüğünüz kararın neyle ilgili olduğunu pek çokları hatırlamayacaktır. Nitekim bugünün günlerden ne olduğunu da kimse hatırlamamış maalesef. Oysa bir kaç gündür ülkemizim gündeminde '' Mustafa Kemal'in Askerleriyiz.'' Konusu var.
Bugün 4 Eylül...
Böyle bir günü herkesten daha önce Mustafa Kemal'in askerlerinin hatırlaması gerekmez mi?
Halen hatırlayamadı pek çoğunuz değil mi
Evet, bugün 4 Eylül...
Yani Sivas Kongresinin 105. Yıldönümü.
İnşallah '' Sivas Kongresi de ne ?'' Diyen çıkmaz.
7-8 Temmuz 1919'da askerlik görevine son verilen ( Aynı anda kendisi de istifa eden ) Mustafa Kemal 23 Temmuz 1919'daki Erzurum Kongresinden sonra tamamen sivil bir vatandaş olarak 4 Eylülde başlayan Sivas Kongresinin de başkanlığına getirilmiştir ve bir kaç gün süren kongreden pek çok önemli kararlar çıkmıştır.
Bu kararlardan 1 No'lu olanı günümüz Türkçesiyle şöyledir:
1- Osmanlı Devleti ile itilaf Devletleri arasında yapılan Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırlarımız içinde kalan ve her noktasında çok büyük bir İslâm çoğunluğunun bulunduğu Osmanlı ülkesinin parçaları birbirinden ve Osmanlı topluluğundan parçalanamaz ve hiçbir sebeple ayrılmaz bir bütündür. Bu ülkede yaşayan bütün Müslüman halklar, birbirine karşılıklı hürmet ve fedakârlık duygularıyla dolu, birbirlerinin ırkî ve sosyal haklarına saygılı, yaşadıkları muhitin şartlarına tam olarak riayetkâr öz kardeştirler.
Bu karar orta okulda da lisede de ve hatta yüksek okullarda da ders kitaplarında aynen şöyle geçer:
1- MİLLİ SINIRLAR İÇİNDE VATAN BİR BÜTÜNDÜR BÖLÜNMEZ.
Aslından çok da uzak değil...
*****
İkinci kararın tam metninin günümüz Türkçesi ise şöyledir:
2- ''Osmanlı toplumunun bütünlüğü, millî istiklalimizin sağlanması, Hilâfet ve Saltanat yüce makamının dokunulmazlığı için Kuvâ-yi milliye’yi etkili ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır.''
Ancak bu karar yine orta okuldan yüksek okula kadar tüm kademelerde kırpılarak konmuştur ders kitaplarına: ''KUVAY-İ MİLLİYEYİ ETKİLİ VE MİLLİ İRADEYİ HÂKİM KILMAK ESASTIR.''
Yani asıl kararın ''Osmanlı toplumunun bütünlüğü, Hilafet ve saltanat yüce makamının dokunulmazlığı için'' cümlesi çıkarılmıştır. Daha da anlaşılır söyleyeyim: Kararın gerekçesi, '' Niçin Kuvay-i Milliyeyi etkili ve milli iradeyi hakim kılmak esastır?'' sorusunun cevabı ana metinden çıkartılmış ders kitaplarında.
*****
Bu kongrede alınan en önemli kararlardan birisi de '' Manda ve himaye kabul olunamaz.'' Kararıdır. Oysa bu karar daha önceki Erzurum Kongresinde alınmıştı ama Sivas'ta bir kez daha gündeme gelmişti ABD Mandası...
Aslında saçma bir istekti zira ABD'nin Osmanlı Devletini himayesi altına alıp toprak bütünlüğünü korumak gibi bir niyeti yoktu.
Her neyse...
Sivas Kongresinde alınan kararlar İstanbul Hükumetini ve başındaki Damat Ferit Paşa'yı rahatsız etti zira İngiltere'yi kızdıracak her hareket Osmanlı ülkesinin daha da fazla işgal edilmesine yol açacaktı ona göre. O sebeple Mustafa Kemal'e ve yoldaşlarına cephe aldı.
İşte bu hengame içinde Mustafa Kemal'in Sivas'ta çıkartmaya başladığı İrade-i Milliye gazetesinde 28 Eylül 1919 tarihinde kendi imzasıyla kaleme aldığı yazı çok ilginçti.
Yazıda Mustafa Kemal, ‘’ Padişah ne emrediyor hükumet ne yapıyor?’’ Diye başladığı ve Padişah Vahdettin’e Milli Mücadeleye olan desteklerinden dolayı övgüler ve teşekkürlerini, Sadrazam Damat Ferit Paşaya ise sert eleştirilerini arz ettiği bu uzun yazısının sonunda aynen şöyle diyordu: ‘’ EMİR VE FERMAN HAZRETİ TACDÂR-I ÂZÂMİLERİNİNDİR.''
Bir dakika...
Padişah, Mustafa Kemal'i askerlik görevinden atmamış mıydı? Bu ''emir ve ferman hazret-i tâcdâr-ı âzâmilerinindir.'' de ne oluyordu? Ne emiri, ne fermanı, Mustafa Kemal tamamen sivil bir vatandaş değil miydi?
Benim sorduğum bu soruları Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal'e sormadı. '' Sen kimsin? Hangi görev ve yetkiyle benden emir ve ferman bekliyorsun? Benim rızam hilafına bir sürü iş yapıp bir de benden emir ve ferman mı bekliyorsun?'' Demedi.
Ama bu husus nedense neredeyse hiç kimsenin dikkatini çekmedi.
****
Bir şeyler anlatmaya çalıştım. Kim ne kadar ne anladı bilemeyeceğim elbette. Yazımı bir soru ile bitireyim.
Bugün bilindiği gibi ülkemizde merkezi Adıyaman olan bir cemaat vardır oldukça kalabalık...Bu aslında bir cemaat değil bir tarikattır: Nakşibendi Tarikatı.
Bu tarikatın şeyhi istese milletvekili olabilir mi? Bal gibi olur. Öylesine bağlı müridleri ( kendi ifadeleriyle sofi ) var ki sırf şeyhlerini milletvekili seçtirmek için hepsi Adıyaman'a taşınır mı? Hiç şüpheniz olmasın.
Şimdi...
Diyelim ki bu Nakşibendi şeyhi milletvekili oldu.
Kendilerine ''Atatürk'ün askeri '' Diyenlerin tavrı ne olurdu? Dem Partililer için ''Adamlar seçimle gelmişler. Tamamen demokratik ve hukukidir mecliste olmaları '' dedikleri gibi bir Nakşibendi şeyhi için de ''Adam seçimle gelmiş. Milli iradeye saygı duymak gerekir.'' derler miydi?
Cevabı biliyorsunuz. Ayrıca yazmaya gerek duymuyorum.
Halbuki Sivas Kongresinde Mustafa Kemal'in yanında pek çok hoca vardı. Mesela: Alim, sufî ve şair Sivaslı Fazlullah Efendi, Erzurum delegesi Hoca Raif Efendi, Çorum Müftüsü Mehmet Tevfik Efendi, Bursa Delegesi Hoca Ahmet Nuri Efendi gibi.
Bir de Nakşibendi şeyhi vardı: Erzincan delegesi Ahmet Fevzi Efendi.
Ahmet Fevzi Efendi, Sivas Kongresinde aynı zamanda Temsil Heyeti üyelerinden biri oldu. Yani bir yerde Sivas'ta oluşturulan yeni hukümetin bir bakanı...
****
Velhasılıkelam 30 Ağustos'u hatırlayıp o zafere giden yolun mihenk taşı olan 4 Eylül'ü tamamen unutmakla Mustafa Kemal'in askeri olunmuyor.
NOT: Bugün ( 04.09.2024) Saat 24'e kadar sadece sitemiz şair- yazarlarından Şiir Yürekli rumuzlu Melahat Çetinkaya arkadaşımız Sivas Kongresi ile ilgili bir paylaşım yapmış face bookta. Başka yok...
(
Kuvay-i Milliyeyi Etkili Ve Milli İradeyi Hakim Kılmak Esastır. başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
5.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.