KORUNMAYA MUHTAÇ SAVUNMA…
Savunma hakkı ,teknik olarak güçlü yasal mekanizmanın karşısında ADLİ HATALARA yol açmayacak şekilde taraflar arasında ortaya cıkan dengesizliği gideRren İDDİA VE KARAR UNSURUNUN YANINDA kalemi,infazı,makamı ile tüm adli birimleri tek başına içinde barındıran asli unsurdur. Yani hakim karar verir,memur bu kararı bir yazı ile ilgili birimden ister iddia makamı yine memuruna bildirir ilgili birimden gereken bilgi yada belgeyi alır. Koskoca adliye teşkilatı ve devlet yargının bu iki unsurunun emrine amade iken savunma için yeni konulan bir kısım hükümlerle şu anda bir temennidir.
Vatandaş için savunma hakkının ortadan kalktığı yelerde sadece emir ve direktiflerden ve itaat etmekten başka bir şey anlaşılmayacaktır.
Bu yazıyı hazırlarken Antalyo Barosunda bayan bir meslekdaşımızın boşandığı eşi tarafından uygulana şiddete kaldığı maruz ve eski eşine karşı çaresizliği neticesi Başbakan dan yardım istemesi tuz biber oldu.
Nasıl oldu da bu meslek bu kadar gücsüzleştiril di?
Çekemezler kimse bizi şarkısı bu güçsüzeştirmenin 3 kelime ile açıklamasıdır Öyle ki avukatların dahi dayanışma içerisinde olması gereken rekabet anlayışı yerine, yıkıcı rekabet anlayışı bu güçsüzleştirmeye daha da ivme katmıştır.
Bir boşanma davasın da kararı veren hakim bile hukuka hakim değilse kararı ben veriyorum ,parayı avukat alıyor diye içselleştirerek bu çekememezliği derinlereine işliyor. Yada tutukluluk dosyasında tahliye veren hakim aynı şekilde hukuka hakim değilse bu çekememezlik içselleşerek devam ediyor.
Barolar Birliğinin dehşetengiz kararları müşteki şikayetinden vazgeçse bile Avukat aleyihne soruşturmaya devam etme kararları , KRALDAN COK KIRALCI yaklaşımın diğer bir güçsüzleştirme faaliyetinin silahıdır. İktidarlara yalakalık duygusu mesleki işleyiş dayanışma ve disiplinin önüne geçmesi olarakda bu davranış açıklanabilir.
Roma Hukukundan
beri savunmayı ,Avukat lar yerine
getirmiş ve bu görevi yaparken PARA
ALMAK şerefsizlik olarak kabul
edildiğinden bir ŞEREF MESLEĞİ olarak
ELİTİSTLER tarafından yerine getirilmiştir.
O tarihlerden bu yana meslek şeref mesleği
olmanın yanında gelişen sosyal ve ekonomik şartlar dahilinde para almak
mesleğin elititist yapısında değiştirmemiş köyden geleni de eltist yaparak
meslek devam ola gelmektedir.
Avukat tek başına bir ordu gibi işe
yabancı çaylak sekreteri ile beraber yapar. Adliye içerisinde soruşturma
kalemleri,bilgi ve belgeyi isteyen her mahkemenin kalemi,iletişimi
gerçekleştiren muhabere kalemi,kararların gereğini yerine getiren infaz kalemi
nin tüm memurları ile yaptığı işi avukat tek başına yapar.Diğer devlet
birimlerinde özel sektör kuruluşlarındaki belgeye ulaşmak için adeta bilgi yada
belge vermek istemeyen görevlilerle devamlı
kavga halin dedir. Ne için ? Bu sadece
para ile açıklanabilecek bir şey olsa idi ,yasal olarak %12 ücret alan
avukat,bir işadamı ile işadamı,doktorla doktor olan avukat herhalde işin
tamamına sahip olabilecek bilgi ve deneyime sahip olarak işin %12 sine değil %100 ünü yapabilrdi. Paranın yanında asıl sebep ADALET
DUYGUSUNA GÜVEN ve BUNUN TECELLİSİ için mücadele azmidir. Yoksa birinin parası ile derdinin sahibi
olmaya calışmak tek kelime ile aptallık olurdu. İşadamı vermemesi gerektiği avans cekini
kaptırır,sorunu çöz der.Evlenirken evi-arabayı karının üstüne yapar çöz der.İşe
girerken peşin peşin istifa dilekçesini veriri. İşten ayrıldığında bu işi
çözder. AVUKAT DEMEZ,VERİRKEN niye sormadın? Yapacak bir şey yok gibi
gerekçelere sıgınmaz. İş yasal çerçeve içinde çözülecek. Bir kısım kimseler
kurnazlık yasal boşluklar ile diğer kimselerin aleyihne davranmışsa bu dengesizliği
avukat müvekkilinin adına giderecektir.
Ama avukat bunları gerçekleştirirken,sorumluluk sahibi zaten olmayan müvekkil ,avukatı davası kaybedilirse,haricen kendisi karşı
tarafla anlaşırsa,bizzat kendisi ekonomik olarak bitip dava masraflarını
karşılayamayacak hale gelirse,avukatının kendisi veya 3. Kişi ile ilişkisine
ifrid olursa gibi daha sayamayacağımız bir çok gerekçe ile MÜVEKKİLİ
Avukatını satabilir. Bu satış işleminden sonra
AVUKAT, artık savunmasızdır. Meslekdaşlarından bir kısmı yukarıda acıklananan sebeplerle kurt posulu
çakal misali maması bitmiş dosyadan kendi payına düşecek dosya hesabını yapar.
Hakim ve Savcılardan hukuk nosyonunu tam anlamamış ve algılamamış 2 derecedende
soydan üniversiteli değilse ahlak timsali olarak kendisi ,ahlaksız olan
Avukatın bitirilmesidni görev bilinci olarak algılar.Meslek kuruluşu olan baronun etkisizliğini zaten
anlatmak için kalem çalmaya gerek yok. AVUKAT IN YANINDA TEK ŞEY KENDİSİ, ALLAH
VE DOĞRU YORUMLANMASI GEREKEN KANUN HÜKÜMLERİ VAR…
Avukatı kurtaracak her halukarda
ofisinde taraflarca imzalanmış ilk görüşme tutanagı,vekalet sözleşmesi,ibra
yazısıdır.Bunları almayan avukat,almış ve dosyasından sekreterinin tavlanması
ile çaldırmış avukat için yandım gülüm keten helva…
Avukatların yargılanması özel
hükümlere tabidir. Yeni çıkarılacak yasada inşaalah Barolar tek yetkili olur
Mevcut düzenlemede bu yetki Adalet Bakanlığındadır. Bimer üzerinden bile
şikayetle bankalık hemen soruşturmaizni vermekte yargı yapılanması içerisinde
ilk görev yerlerinden sonra bakanlık emrine alınan kimi genç hakimler isim soyisim varsa soruşturma iznini
VEKALET İLİKİSİ VAR MI?ÜCRETLE TAMAMLANMIŞ MI?Asil olan görev ve sorumluluklarını
yerine getirmiş mi?İncelemesi yapılmadan dogrudan soruşturma izni
verilmektedir.
Borçlar yasasının vekalet akti ile
ilişkine hüküm gayet acıktır. Avukatlık yasasında asile getirilen
yükümlülükler bellidir. Yine Ceza yasasında ortaya bir zarar cıkması avukatın
sorumluluğun doğması için öngörülmüş bir engeldir. Soruşturma kalemi olarak
görev yapan hakim bunları incelemeden doğrudan topu mahkemeye atmaktadır
Avukatlık
Yasası 173/2 ye göre’’Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan
sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harc ve giderler iş
sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekte avukata veya
gerektiği yere ödenir’’
Burada gider yükümlülüğü ASİL e yüklenmiştir.
Asilin sorumluluğu altında olduğu açıkça belirtilmiştir. Gider sorumluluğunu
yerine getirmeyen ASİL İN SORUMLULUĞU
vekile geçmesi düşünülemez. Bir kimse kendi kusuru ile diğer kimsenin
kusurunu oluşturamaz Ona suç atfedemez.Ama soruşturma kalemi bu hükmü es
geçiyor. Sadece şikayette ad-soyad varsa işi mahkeme halletsin diye yerel
mahkemeye dosyayı gönderiyor. Bu hükmü CAMİ İMAMININ önüne koysan müvekkil gider yükümülülüğünü
yerine getirmemişse SORUŞTURMA İZNİ vermez
yorumunu yapar.
Yine genel vekalet akdi Borçlar
yasasında tanzim edilmiştir.
Borçlar Yasası Madde
386 - Vekalet,
bir akittirki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin
idaresini veya takabbül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyler.
Diğer akitler hakkındaki kanuni hükümlere tabi olmayan
işlerde dahi, vekalet hükümleri cari olur.
Mukavele veya teamül varsa vekil, ücrete müstahak olur.’’
Açıkça
bu yasa metninde vekalet ilişkisinin cari olması için akit ve ya teamül varsa ücret,ZORUNLU
UNSURDUR.
Avukatlık
Yasası madde 174 ‘’Anlaşmaya
göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe
başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş
sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine
getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten
mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır’’.
Avukata ücretini peşin vermeyen ona hesap da
soramaz. Ondan işte bekleyemez. Tek başına işlem niteliği taşıyan vekaletin
noterden cıkarılması ,Avukatın sorumluluğuna yol açmaz. Davası olan kişi x
isimli avukata vekalet çıkartmış ücretini ödememişse avukatta duruşmaya
girmemişse mahkemede vekilliğe hükmetmemişse avukatın sorumluluğundan
bahsedilemez. Am gelgör uygulamayı....
Avukatın
müvekkiline karşı sorumluluğu BELGE BAZINDA DAHİ KANUNEN 3 ay öngörülmüştür.
Av.yasası Madde 39 - Avukat, kendisine tevdi olunan
evrakı, vekaletin sona ermesinden itibaren üç yıl süre ile saklamakla
yükümlüdür. Şu kadar ki, evrakın geri alınması müvekkile yazı ile bildirilmiş
olduğu hallerde saklama yükümlülüğü, bildirme tarihinden itibaren üç ayın
sonunda sona erer.
Avukat, ücreti ve yapmış olduğu giderleri kendisine
ödenmedikçe, elinde bulunan evrakı geri vermekle yükümlü değildir.’’’
Acık yasa hükmü karşısında şehir dışında yaşayan yada şehirde yasasa bile avukatının yanına yıllarca ugramamış birisi aradan-3-4 yıl geçtikten sonra işlerini hallettikten sonra dosyasının kapatıldığını bildikten sonra avukatını şikayet edemez. Şikayet dilekçesinin sahibinin samimiyeti yani şikayeti haricen yapacagı bir anlaşmada baskı olarak kullanıp kullanmadığı ölçütü ve 39 maddeninin hukuki sorumluluk için öngörülen 3 yıllık ve 3 aylık süreyi öngörmeden işleme alınması kabul edilebilir durum değildir. Ama ahlak timsali olma güdüsü ile hareket edenlerin unuttuğu şey insanlar güdüleri ile değil hele hukukçu ise fikirleri ile hareket edmelidirler.
Yine
avukatı koruyan hükümlerden birisi Avukatlık yasası madde 172 ddir.
‘’İlk avukatın muvafakat etmemesi
halinde, vekalet akdi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, muvafakat etmiyen
avukata ücretin
tamamını ödemekle yükümlüdür.’’