Tek celsedir hayat
İpleri düğümlüdür ve yolları sonsuz
Bir muhacirin ıslığında konaklar
cümleler
Yağmurlar değer toprağın alnına
Baygınlık geçirir zihinler
Acizdir insan,
Kendine çöldür başkasına su
Tenine mehtabı içirir hevesler
Uyuşukluğu tedavülden kaldırır bir
Aliya
Ve
bozulur kafiyeler
Düşler gerilir çarmıhlara
Hüznün vebalini taşır vefasızlar
Şuursuz bir akıbeti yüklenir yarın
Ve iç boşluklarda boy atar
duygusuzlar
Ölümle
kesişir hayat
Kılcal damarlara siner siyahın telaşı
Eğik gövdelerin üstünden düşer dik
başlar
Çelişkiler uçuşur zihinlerde
Ve mayışır şizofren bakışlar
Buruşur
toprak
Goyin
kuşları tüner gökyüzüne
İhanetin
kucağına düşer başsız ayaklar
Erken büyür kavgasız her çiçek
Ve
bulutsuz kalır yağmurlar
Zaman örter
Ayıklanır günler üvey acılardan
Sırta saplanmış hançerden sızar
kanlar
Karanlık bir yansızlık konar
dilencinin avcuna
Ve
kursakta kalır son lokmalar . . .
.
.
.
.
.
.