.
Islaktır suyun kaderi
Üç bilinmeyenli ömrün ilk bilinenidir zaman
An gelir çözülür giz
Yedi ceddiyle sürer yarışlar
Kalbi durur cinnet coğrafyasının
Kör nakkaşın hünerine meftun olur bakışlar
Başı döner başların
Mat olur şeytanın şovalyeleri
Kanamalı düş doğumlarına selam durur insanlık
Doğdukça güneş , sarsılır gece
Ve buzlarını kırar aydınlık
Balçıkla soğumaz ateş
Sözleri emer suskunluğa bandırılmış dudaklar
Rüyalar ayıklanır gerçeklerden
Ve korkularını soyunur sokaklar
Pıhtı atar her saniye
Kırılır yanık sarayların isli aynaları
Arzulara mağlup olur akıllar
Acemi celladın teri damlar yavaşlayan nabızlara
Ve yorgun düşer ışıklar
Eşelenir müezza
Yanan canın vebali dolanır vefasızın boynuna
Yorgun nefeslere gizlenir günahın izleri
Gamzeler kaybolur nemli yanaklardan
Ve dilden akar hüzün ezgileri
Seğirir nabız,
Yorgun bir mültecidir artık insan
İçinde birikir salası gecikmiş ölüler
Ecelin kurnasında donar ab-ı hayat
Ve öznesiz defnedilir cümleler
.
.
.
.
.
.